Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yorgunluk

Resim
Bazen kendini çok üzersin, yıpratırsın.   Kimseye de söylemezsin, artık düşünmekten bile yorulmuşsundur. Fazla derine inmekten daralmışsındır, işte bu da bir çeşit yorgunluk… Her şeyin üst üste gelir,  hiçbir şey yolunda gitmiyordur. İyi şeylerde oluyor ama insan fark edemiyor. Okuma hevesiyle yanıp tutuşan bir çocuğun okuyamaması,  hevesin kırılması gibi istediklerin elinden kayar gider.  Hayalini kurduktan sonra hayalleri alınmış bir hayalci gibi olursun, yapmak istediklerin bir şekilde engellenmiştir. Artık istesen de eskisi gibi şevk, tutku dolu değilsindir. Eskimiş, yorulmuş bedeninle güç sarf edemezsin, bitmeye yüz tutmuş enerjinle  uğraşamazsın .  Düşünürsün neden, nasıl diye, haklı haksız bir şekilde hayata yenik düşmüşsündür, zaten hayatta her zaman adil değildir.  Sorunun ne olduğu kuyunun en dibindedir de çıkaramazsın, cesaretin yoktur. Kendini o kuyuya atmak istersin ama biri çeker alır seni, derin kuyudan kurtarır.  Ne ilktir yaşananlar ne sondur ağlamalar. Kuyunun içind

EFSANELER ÖLÜR MÜ HİÇ ?

Resim
Sana ne denilebilir ki; nasıl anlatılabilir ki? İnsanın boğazına düğümlenmeden nasıl söz söylenir seninle ilgili? Sen ve şimdide gidişin..  Eğer bugün bir nesil, oynarken sadece bir kere bile görmemesine rağmen sevgi dolu sözcükler söylüyor ve senin yokluğuna üzülüyorsa , sebebi ne ola ki? Sebebi Lefter'in bir efsane olmasıdır. Peki ya efsaneler hiç ölür mü? Sen ölmedin ki, ölemezsin ki,  Ordinaryus  hep kalbimizde, hep aklımızdasın! Sen Türk sen Rum sen EFSANE!  Bırak defteri biz seni kalbimize yazdık, Çubukluya ruh veren adam SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ!!

Osman Hamdi Bey

Resim
‘’Tablo bittiğinde Osman Hamdi başyapıtına baktığını hemen anladı. Sonuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatıldığını anlamakta zorlanmışlardı. Birbirlerine kaplumbağa terbiyecisi diye eski bir mesleğin olup olmadığını soruyorlardı. En okumuş yazmışlar bile böyle bir meslekten söz edildiğini hiç duymamışlardı. Nerede çalışırlardı bu adamlar? ‘’   O her şeyden önce saygılı bir evlat, daha sonra ressam olmak için tutuşup duran ama hukuk okuyan başarılı bir üniversite öğrencisi, kendine hayran bırakan bir devlet memuru, müze müdürü ve cesur bir arkeolog ardından güzel sanatlar akademisi müdürü, yazar ve âşık bir oryantalist idi.   Osman Hamdi Bey i stediği mesleği yapmış olmanın verdiği mutlulukla harika tablolar çıkaran bir ressamdır. Zaten o hayatının her döneminde ressamdı baktıklarıyla,  gördükleriyle… En önemlisi de hayatını dolu dolu yaşamış bir adamdı. Bizler  kaçırılan eserlerin haber olduğu  ama  yeteri kadar kaynak olmasına rağmen  arkeoloji mesleğinin yapı