Mesaj alındı mı? (The Platform – Film)

Platformun sindirilmesi ve izlemesi zor bir film olduğunu söyleyebilirim. Film insan ve dünya ile ilgili eleştirel bir yapım olarak izlenebilir. Platform,  birçok konuda gördüğümüz eşitsizliği gözümüze sokuyor ve iğrendirirken aynı zamanda da düşündürüyor. Film kapitalist düzene, dine, insan davranışları üzerine ve eşit olmayan sosyal sınıflara ağır bir eleştiri yapıyor. Eleştiriler, yoğun metafor ve bazı kitap alıntıları ile veriliyor. İnsanı insan yapanın,  iyi biri olduğunu gösteren detayların aslında bulunduğu çevre ve yaşadığı şartlar olduğunu gösteriyor. Şu anda da bizi biz yapan çevre ve koşullar değil midir? Hiç düşünüyor muyuz suçluların psikolojisini ya da doğulan coğrafyanın bile insanın kaderini etkilediğini? Film, insanın çevresi değişirse davranışının da değişebileceğini anlatıyor.

Buradan sonrası spoiler içeriyor dikkat dikkat!

Çiftler birçok dikey hücreden oluşan bina da kalıyorlar. Her ay çiftler ve çiftlerin kaldıkları katlar değişiyor. Çiftlere gelen yemek ise belli bir zaman diliminde ve üst kattan alt kata kadar aynı masadan geliyor. Herkese yetecek kadar yemek olmasına rağmen en alttakilere hiçbir şey kalmıyor. Günümüzde çok düşünerek mi yiyoruz? Yaşamak için mi yiyoruz yoksa yemek için mi yaşıyoruz? Empati kelimesini kullanıyoruz ama kelimenin anlamını fark edemiyoruz.  Filmde de böyle oluyor, kimse birbirini düşünmüyor ve yemekleri bitiriyor. Herkesin sevdiği yemekler özenle yapılıyor. Eğer insanlar açgözlülük yapmak yerine sevdikleri yemeklerden yerlerse üst kata çıkıyorlar. Süre bittikten sonra yemek alırlarsa ise cezalandırıyorlar. Fakat mahkûmlar aşağı kata indirilme ihtimallerine rağmen düşünmeden yiyorlar. Tam da bizler gibi, bazılarımız hayata gelişi ceza olarak algılarken bazılarımız ise ödül olarak algılıyor. Film platformun ne amaçla ve nasıl kurulduğu hakkında detay bilgiler vermiyor,  insanların dayanışma halinde olması gerektiği zamanlardaki tepkileri ölçüyor. İnsanların birbirleri ile olan mücadelesini, katlar arasındaki değişimi izlerken platformda öfkeli bir kadın görüyoruz. Miharu adlı bu kadın kayıp olan kızını arıyor. Film boyunca, gerektiğinde insan eti yiyerek kızını bulabilmek ve ona yiyecek verebilmek için hayatta kalmaya çalışıyor. Filmin sonuna doğru kahramanımız Goreng kendini feda etmeye karar veriyor. Goreng ve Baharat adlı mahkûmlar platformdan çıkmaya çalışıyorlar. En alt kata indiklerinde ise bir kız çocuğu görüyorlar ve ona kremalı puding veriyorlar. Asıl mesajın küçük kız ve verdikleri puding olduğu anlaşılıyor. İki kahraman buldukları kızı mesaj olarak üst kata gönderiyorlar.

Kan dolu sahneler ve insan etinin yenildiği bölümler fazlaydı fakat bu sahneler filmin akılda kalmasını sağlıyor. Platformun kurulum amacı ve kimler tarafından oluştuğu filmin en çok merak uyandıran kısmı oluyor. Bu konuya fazla değinilmemesi filmin yüzeysel kalmasına sebep olmuş. Sonu çok tatminkâr olmasa da bu tarz bir filme böyle bir son yakışıyor. Filmdeki karakterleri hayat hikâyelerine biraz daha fazla değinilseydi daha derinlikli bir film olabilirdi fakat böyle bile senaryonun iyi olduğunu söyleyebilirim. Bol metaforlu,  sisteme ağır bir eleştiri yapan bir film isteyenler aşırı beklentiye girmeden izleyebilir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UNUTMAK AZALSIN HATIRLAMAK KOLAYLAŞSIN

KONSANTRASYON

ENGELLERİ KALDIR