hayatın tam ortasından

  Coin: Paranı koy gitsin batmazsa senindir. Zoom: Altı kaval üstü şişhane. Corona: Senemizi çalmasıyla bilinen pek ünlü hırsız. Bağışıklık sistemi: Ben ayakta atlattım ya. Aşı :Olmayanları şöyle alalım.

Platformun sindirilmesi ve izlemesi zor bir film olduğunu söyleyebilirim. Film insan ve dünya ile ilgili eleştirel bir yapım olarak izlenebilir. Platform,   birçok konuda gördüğümüz eşitsizliği gözümüze sokuyor ve iğrendirirken aynı zamanda da düşündürüyor. Film kapitalist düzene, dine, insan davranışları üzerine ve eşit olmayan sosyal sınıflara ağır bir eleştiri yapıyor. Eleştiriler, yoğun metafor ve bazı kitap alıntıları ile veriliyor. İnsanı insan yapanın,   iyi biri olduğunu gösteren detayların aslında bulunduğu çevre ve yaşadığı şartlar olduğunu gösteriyor. Şu anda da bizi biz yapan çevre ve koşullar değil midir? Hiç düşünüyor muyuz suçluların psikolojisini ya da doğulan coğrafyanın bile insanın kaderini etkilediğini? Film, insanın çevresi değişirse davranışının da değişebileceğini anlatıyor. Buradan sonrası spoiler içeriyor dikkat dikkat! Çiftler birçok dikey hücreden oluşan bina da kalıyorlar. Her ay çiftler ve çiftlerin kaldıkları katlar değişiyor. Çiftlere gelen yemek ise be

Öyle bir yıl geçirdik ki, kimimiz umudunu kaybetti kimimiz ise hala umudunu kaybetmekten vazgeçmedi. En basit anların verdiği zevki bile unuttuk ve hayatta bize bunu kötü bir şekilde hatırlattı. Ailemiz ve arkadaşlarımızla istediğimiz gibi vakit geçirebilmek, özgürce nefes alabilmek ve istediğimiz yerde istediğimiz zaman kahve içebilmek gibi normal zamanda kıymetini bilmediğimiz birçok durum bir anda gündemimize oturdu.   Kendi kendimize vakit geçirmeyi bilmediğimizden yeri geldi bocaladık. Bazı insanların başını kaşıyacak vakti yokken bazı insanlar da hep sıkıldılar. Koskoca bir yıl bize şaka gibi geldi,   sabah uykudan uyanacağımızı ve her şeyin bir kâbus olduğunu düşündük, durduk. Hatta yetmedi uzaylıları çağırıp durduk çünkü onlar bile gelse şaşırmayacaktık artık. Teknolojinin kolaylığını bir kere daha fark ettik, onsuz yine olamadık. Sürekli kaygılanarak geçirdik akşamlarımızı, alıştık ekranda ki vefat sayılarına… Anladık ki sağlıktan öte önemli bir şey yok. Hayat   içimize dö

Bir sorum var çocuklar! Haydi sor sor!  Burada verilen karışık verilmiş harflerden Sherlock Holmes ile ilgili kelimeler çıkarabilir misiniz? Fakat her harfi bir kere kullanmalısınız. İki harf çorbasından 4 kelime bulmalısınız. Cevap okuduktan sonra en aşağıda. ‘’Gayet basit Watson’’ der Sherlock ve  “tabii ya, bunu ben niye göremedim"  diye hayıflanır Dr. Watson.  Peki, bizler azıcık da olsa Sherlock gibi düşünemez miyiz, beynimizi daha iyi kullanamaz mıyız? Belki de bol farkındalık, bol dikkat ve pratikle çözebiliriz. Her gün öğrendiklerimizi unutabiliyor, bunu nasıl fark etmedim diyerek hayıflanabiliyoruz. Çünkü  kendimizi geliştirmeye önem vermiyoruz , yaşam biçimimize dikkat etmiyoruz  belki de dikkat edecek zamanı bulamıyoruz. Bazı durumları Dr. Watson gibi gözden kaçırıyoruz ve Sherlock Holmes gibi olabileceğimizi düşünmüyoruz. Bakmakla görmek arasındaki en büyük farkları anlayabileceğiniz kitaplardan biri de Mastermind-Sherlock Holmes Gibi Düşünmek.

Bitse de gitsek modundan hemen keşke geri dönsek moduna en çok da üniversite için girilir. Başta kolaydır git gide zorlaşır ve dersler ağır gelmeye başlayınca bitsin istenir ve biter. İş hayatı ise heyecanlı başlar ama o daha da fazla zor olmaktadır. İ ş hayatına girilir ve okul hayatına hep bir özlem duyulur. İnsan içindeyken çıkmak ister dışındayken de girmek ister. Kimse üniversite okuduğuna pişman değildir ama geri dönebilse hep değiştirmek istedikleri vardır. Üniversite hayatta kendimize verebileceğimiz en az dört yıllık bir moladır. Ama işe alınacağınızın garantisi değildir ya da çok bilgili bir insan olacağınız anlamına da gelmez. Benim tamamen kişisel deneyim ve çevremde gördüklerimden edindiğim pişmanlıklardır. Ben hepsini yaptım mı tabii ki de yapamadım ama siz bunları aklınızda tutun. Yine de kendi farklı üniversite hayatınızı yaşayın. Geriye dönüp baktığınızda iyi şeyler yapmışım diyebilin, ne yapıp yapamayacağınızı analiz edebilin ve hep güzel hatırlayın. Gelsin p

KISS NEW YORK LUXURY Hem organik hem de güzel bir eyeliner olsa güzel olmaz mıydı? İşte tam böyle bir ürünü paylaşmak istiyorum. Tabii ki normal şartlarda pek indirime giren bir ürün değil ve her organik ürün gibi fiyatı biraz daha fazla gelebilir. Likit olmamasına rağmen sürümü çok rahat oluyor.  Rengine bakarsak simsiyah olduğunu söyleyebilirim ki bu benim çok hoşuma gidiyor. En sevdiğim özelliğinden biri de yumuşacık olması ve belki de bu yüzden ince çizgi çekmek bile çok kolay oluyor. Mat olduğu için zaten herhangi bir ıslaklık olmuyor ve kurumasını beklemeye ya da yanlışlık olduğunda zor silmeye de gerek kalmıyor. Temizlemesine gelirsek, iyi bir makyaj temizleme ürünü ile kolayca temizlenebiliyor. Sadece bu ürünü kullanırken bastırmadan kullanmak gerektiğini düşünüyorum çünkü kırılıyor. Tabi ki organik olduğu için herhangi alerjik bir sorunla da hiç karşılaşmadım. En güzeli sona sakladım, çok uzun ömürlü olduğunu düşünüyorum, kullan kullan bitmiyor. Özellikle kuyruklu eyeline

Kızarık ve hassas ciltler için çok uygun olan bu nemlendirici, severek kullandığım ve cildime hiçbir olumsuz etkisini görmediğim bir ürün. Özellikle pudranın cildi kurutmaması ve yüzde daha güzel durmasını istiyorsanız, bu ürünü benim gibi makyaj öncesi cildi nemlendirme amaçlı kullanabilirsiniz. Bu ürünü kullandığımdan beri yüzümün daha çok parladığını da fark ettim( her ne kadar bu amaçla kullanmasam da) Aynı zamanda yüzünüzde olan bir kızarıklığı da kapatmak gibi güzel bir özelliği mevcut. Çok fazla kullanmanıza da gerek kalmadığı için uzun süre gidiyor. Aşırı bir nemlendirici özelliği var diyemem ama benim cildime yetiyor ve harika bir makyaj altı kremi olduğunu düşünüyorum. Parlaklığın yanında cildimi yumuşacık yaptığını da söylemeden geçemeyeceğim. Yapısından bahsedersem hafif ve yağsız olduğunu söyleyebilirim. Cilt tonunu da eşitleyen BB kremin  içerisinde zararlı maddeler olmadığı için şiddetle tavsiye ederim. Tabii siz yine de dermatoloğa uğramayı ihmal etmeyin:)